NAPOLYON VE GİZA PRAMİTLERİ
1798 yılında Napolyon Bonapart, Mısır Seferi’ni başlattığında gözünü yalnızca siyasi ve askeri zaferlere değil, aynı zamanda Antik Mısır’ın kadim bilgeliğine de dikmişti. Piramitler, bu sefer sırasında Fransız generali ve bilim adamlarının ilgisini çeken en büyük yapılar oldu. Napolyon’un piramitlerle ilgili yaşadığına inanılan mistik deneyimler ve askerlerinin piramitlerin gölgesinde gerçekleştirdiği eylemler, tarih boyunca efsaneleşmiş ve Batı dünyasının Antik Mısır’a bakışını köklü biçimde değiştirmiştir.
Napolyon, 1798 yılında Mısır’a çıktığında yanına yalnızca askerleri değil, bilim adamlarından oluşan bir "Bilimler ve Sanatlar Komisyonu"nu da getirdi. Bu ekip, piramitleri ölçtü, çizdi ve detaylı incelemelerde bulundu. Bu incelemeler, daha sonra 20 ciltlik ünlü "Description de l'Égypte" adlı eserde yayımlandı ve Batı dünyasında Mısır’a yönelik büyük bir akademik ilgi uyandırdı.Ancak Napolyon’un piramitlerle ilgili en meşhur hikayesi, onun Büyük Piramit’in içinde geçirdiği geceyle ilgilidir. Rivayete göre, Napolyon, Giza’daki Keops Piramidi’ne girerek bir gece orada yalnız kalmıştır. Sabah olduğunda yüzü bembeyaz, ifadesi değişmiş bir şekilde dışarı çıkmış ve kendisine içeride ne yaşadığı sorulduğunda, "Anlatsam bana inanmazsınız" demekle yetinmiştir. Bu esrarengiz olay, tarihçilerin ve mistiklerin yüzyıllar boyunca tartıştığı bir konu olmuştur. Kimilerine göre Napolyon, piramidin içindeki kozmik enerjilerle temas etmiş, kimilerine göre ise firavunların ilahi sırrına tanıklık etmiştir.Bir diğer yaygın ama asılsız olan söylenti, Napolyon’un askerlerinin Giza Sfenksi’nin burnunu top ateşiyle yok ettiği yönündedir. Ancak tarihçiler, Sfenks’in burnunun çok daha önceki yüzyıllarda tahrip edildiğini kanıtlamışlardır. Yine de bu efsane, Napolyon’un Mısır seferiyle piramitler ve Sfenks’e dair birçok söylencenin Batı’da yayılmasına zemin hazırlamıştır.
Napolyon’un Mısır Seferi, yalnızca askeri bir harekât değil, aynı zamanda Antik Mısır'ın Batı dünyasında yeniden keşfedilmesinin başlangıcı olmuştur. Piramitler ve Sfenks üzerindeki çalışmalar, Napolyon’un seferiyle birlikte bilimsel bir boyut kazanmış, Avrupa’da "Mısır Modası"nı başlatmıştır. Napolyon’un piramitte geçirdiği geceye dair anlatılanlar, tarihi gerçeklikten çok efsane olarak kalmış olsa da, bu olay Batı’da piramitlerin mistik ve esrarengiz birer bilgi kaynağı olduğu inancını güçlendirmiştir. Bugün bile Napolyon ve piramitler arasındaki bu hikayeler, tarihin kesiştiği ve efsanenin doğduğu bir an olarak hafızalarda yaşamaya devam etmektedir.

Yorumlar
Yorum Gönder